Ana içeriğe atla

Başaramadığınızın Üstüne Düşün


Başaramadığınızın Üstüne Düşün

Bundan çok sene öncesinde okulumda satranç kursu açılmıştı. Okulumuzda görev yapan sosyal bilgiler öğretmenimiz bize ders bitimlerinde ya da hafta sonu ders vermeye başlamıştı. İlk olarak bir iki hafta hangi taşın nasıl hareket ettiğini öğrenmeye başladık. Bu esnada öğretmenimizle küçük basit maçlar yaparak oyunun kurallarını öğrenmeye çalışıyorduk. Daha sonra kendimizi geliştirdikçe ileri aşamada satranç eğitimi almaya başladık. Dünyaca ünlü satranç dahilerinin oynadıkları oyunları incelemeye ve birçok hamle üzerinde uzun süre düşünerek oynamaya başladık. Daha sonraları da artık kurs sırasında sürekli arkadaşlarımızla maçlar yapıp okulumuzda yapılacak olan okul içi küçük turnuvaya hazırlanmamız gerekiyordu.
Bu esnada benden 2 sınıf üstte olan bir kız arkadaşımla bir hafta sonu maç yapmaya karar verdik. Maç sonucunda da başarısız olduğumu gördüm. Sonraki günlerde evde babama da satranç öğretip her gün başarmak için uğraştım. Bu sırada 3 ay boyunca her gün sadece aynı kız arkadaşımla satranç oynuyor olduğumu fark ettim. O gün başaramamıştım. Başaramadığım şeyin üstüne düştüm. 3 ay boyunca kız arkadaşımı yenemedim. Daha sonra da okul turnuvamız başladı. Okul turnuvası sonucunda okulda 4. oldum. 1. olamamıştım ama sınıf arkadaşlarım ve öğretmenlerim tarafından büyük ilgi gördüm. Sonuç açıklandığında ve ödül olarak bana bir kitap hediye ettiklerinde bütün sınıf arkadaşlarım beni ayakta alkışlıyorlardı. Bu dünyanın en gurur verici duygusuydu. Başarma duygusu.
Daha sonraki süreçlerde il içine okullar arası yapılan turnuvada 4 arkadaşımla birlikte okulumuzun 2. olmasını sağlamıştık. Aldığımız ödüllerden çok insanların ve ailemin gururla yaklaşması beni çok onurlandırıyordu. Başarmak sanırım böyle bir şeydi. Üniversite yıllarımda da dereceler almıştım ve benim içim satranç hayatımın en önemli beyin sporu olmuştu. Hayatımı yönlendiren en güzel şey, belki de başaramadığımın üstüne gitmek oldu.


Bu blogdaki popüler yayınlar

Psikolojik Danışmanlık Süreci

Psikolojik Danışmanlık Süreci Psikoterapi ile birlikte kullanılan hipnoz, süreci çok kısaltan önemli bir araçtır. Danışana hangi psikoterapi tekniğinin uygulanacağı sorunun hangi kaynaktan geldiğine bağlı olarak değişir. Kişiliğe işlemiş bir sorunda dinamik bir psikoterapi yaklaşımı benimsenirken, Bilinç düzeyinde yanlış öğrenmeler sonucu oluşan bir soruna bilişsel bir psikoterapi tekniği gerekir. Yaşanmış kötü deneyimler sonucu kişiye yerleşmiş patolojik davranışların tedavisinde ise davranışçı bir teknik daha uygun olacaktır. Yaşamın anlamsızlığı karşısında kaygı yaşayan ve sahte uğraşlarla bunu unutmaya çalışan bir birey için ise yaşamın anlamının sorgulandığı varoluşçu bir teknik uygulanır. Danışanlarımızın sorunlarını bu bütüncül perspektiften görmek sorunun her yönü ile anlaşılabilmesine imken verdiği gibi, çözümlerde de bize geniş bir perspektif sunar. Grup Trapileri Merkezimizde danışanlarımız haftada bir grup terapilerine alınır. Danışanlarımız bireysel terapiler...

Yaşlılık Belirtileri Nelerdir?

Yaşlılık Belirtileri Nelerdir? Her insanın bir ömrü olduğu gerçeği, gençlik yıllarında pek akla gelmez. İnsan kendini genç ve dinçken ölümsüz hisseder. Ama yaş ilerledikçe ve zaman azaldıkça içimizde bir ölüm korkusu oluşur. O korku birçok kez senaryolar eşliğinde zihnimize işlenir. Ve bir gün saçlarımızda oluşan beyazlara, yüzümüzde beliren çizgilere ve ellerimizde görünen lekelere bakarken buluveririz kendimizi. Bu aslında o kadar hüzünlü bir hikaye değil. Çünkü dünya üzerinde ölümsüz olan hiçbir şey yoktur. Ve güzel olan bir ömre sahip olabilmektir. Bir şey başladıysa bitecektir. Ve bu olgunlaşmadan önceki kadar zihnimizde büyüyüp, bizi yok eden bir duygu değildir. Bazıları yaşlanma belirtileri üzerine daha trajikomik bir bakış açısı geliştirir. Örneğin aldığınız son model araba artık bir antika ise, en büyük düşmanınız yer çekimi ise, modası çoktan geçtiği için attığınız kıyafetler şimdi yine moda ise, sevdiğiniz tüm filmlerin renklileri çekildiyse, oyuncaklarınız müzelerde...

Yıkıcı Değil Yapıcı Ol

Yıkıcı Değil Yapıcı Ol Hepimiz günlük hayatımızda sorunlarla karşılaşabilmekteyiz. Bu kimi zaman okul hayatımızda kimi zaman iş hayatımızda veya sosyal hayatımızda ortaya çıkmaktadır. Okulda bir arkadaşınız gelir ve size hiç beklenmedik bir anda edilmeyecek sözler eder. Sizin moraliniz alt üst olur ve o gün bitmek bilmeyebilir veya iş hayatınızda patronunuz siz çok verimli bir şekilde çalışmanıza rağmen sizi takdir etmez üstüne üstlük size çalışmalarınızı beğenmediği konusunda telkinlerde bulunabilir. Kimi zamanda en samimi olan dostunuz ile aranızdaki iletişim kopuklukları nedeniyle sorunlar yaşayabilirsiniz. Bütün durumlarda da mutlaka sorunların bir çözümü vardır. Bunu bilmeniz sizin için avantaj sağlayacaktır. Hiçbir sorun çözümsüz değildir. Eşiniz ile, patronunuz ile, arkadaşınız ile doğru iletişimlerde bulunduğunuz taktir de çözülemeyecek bir sorun, aşılamayacak bir problem yoktur. Peki doğru iletişimi nasıl sağlarız dediğinizde bu kişiye duruma göre değişme...