Ana içeriğe atla

Bi Dinler Misiniz


Bi Dinler Misiniz

İletişim sosyal yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Günlük yaşantıda insanlar birbirleriyle iletişim halindedirler. Arkadaş, eş, dost vb. kimselerle sürekli iletişim halindeyiz.
İletişimin bir sanat olarak görüldüğü çağımızda sosyal varlık olan bizler için iletişim, daimi bir gereklilik olmuştur, ikili ilişkilerde ve sosyal yaşantıda iletişimin önemi artmıştır. İletişim sanatını hakkıyla icra edenler kimselerin sosyal hayatta, ikili ilişkilerde daha başarılı oldukları aşikar.
Her insanda aynı sonucu vermese de bu sanatı hakkıyla icra etmek için belli başlı kurallar vardır.
Karşımızdaki kişi ile iletişim kurmayı istiyor olmak.
Konuşma dilimizi karşımızdaki kişiye göre ayarlamak, kırıcı incitici ve emir kipli sözlerden uzak durmak.
  • Karşımızdaki kişiye değer verdiğimizi ona hissettirmek.
  • Karşımızdaki kişiye ismi hitap etmek.
  • Gülümsemek, samimi davranmak.
  • Tartışmadan uzak durmak.
  • Beden dilimizi iyi kullanmak.
  • Konuyu uzatmadan karşımızdaki kişiyi sıkmadan net cevaplar vermek.
  • Dinlemek.

Bana göre bu maddeler içerisindeki en önemli konu son maddedeki “dinlemek” konusu. Bir iletişimin olmazsa olmazlarındandır dinlemek. Karşındaki insana olan saygının göstergesidir dinlemek. Ne kadar dinlersen karşındakini o kadar anlayabilir, o kadar yardımcı olabilirsin.
Ayrıca bir insanın dinleme şekli onun nasıl bir insan olduğu konusunda da bilgi verebilir. Mesela karşısındakini iyi dinleyen biri için “anlayışlı, karşısındakine değer veren yardımı seven” demek yanlış olmaz. Bu yüzden bizler nasıl dinleyici olduğumuzu sorgulayarak, insanlar tarafından bize nasıl, ne gözle bakıldığını da kestirebiliriz.
Mevlana mesnevisine “bişnov” “dinle” diyerek başlıyor böyle başlamasının altında da bir hikmet olsa gerek. Zaten mesneviye baktığımızda Mevlana’nın da dinlemek konusuna önem verdiği apaçık görülüyor.
Mesela;
” Anadan sağır doğan ise hiç dinlemediği için dilsiz olur; nasıl dile gelsin? Çünkü söz söylemek için önce dinlemek gerektir. Söze, kulak verme yolundan gir.”
Karşımızdakini “dinlemek” iyi iletişim kurup karşımızdaki insanlara yardımcı olmak, en azından ikili ilişkilerde başarılı olmak için sahip olduğumuz önemli değerlerdendir.
Goethe ‘nin de dediği gibi “konuşmak bir ihtiyaç ise dinlemek sanattır.”
Umarım bu sanatı en iyi şekilde icra edenlerden olursunuz.


Bu blogdaki popüler yayınlar

Psikolojik Danışmanlık Süreci

Psikolojik Danışmanlık Süreci Psikoterapi ile birlikte kullanılan hipnoz, süreci çok kısaltan önemli bir araçtır. Danışana hangi psikoterapi tekniğinin uygulanacağı sorunun hangi kaynaktan geldiğine bağlı olarak değişir. Kişiliğe işlemiş bir sorunda dinamik bir psikoterapi yaklaşımı benimsenirken, Bilinç düzeyinde yanlış öğrenmeler sonucu oluşan bir soruna bilişsel bir psikoterapi tekniği gerekir. Yaşanmış kötü deneyimler sonucu kişiye yerleşmiş patolojik davranışların tedavisinde ise davranışçı bir teknik daha uygun olacaktır. Yaşamın anlamsızlığı karşısında kaygı yaşayan ve sahte uğraşlarla bunu unutmaya çalışan bir birey için ise yaşamın anlamının sorgulandığı varoluşçu bir teknik uygulanır. Danışanlarımızın sorunlarını bu bütüncül perspektiften görmek sorunun her yönü ile anlaşılabilmesine imken verdiği gibi, çözümlerde de bize geniş bir perspektif sunar. Grup Trapileri Merkezimizde danışanlarımız haftada bir grup terapilerine alınır. Danışanlarımız bireysel terapiler...

Yaşlılık Belirtileri Nelerdir?

Yaşlılık Belirtileri Nelerdir? Her insanın bir ömrü olduğu gerçeği, gençlik yıllarında pek akla gelmez. İnsan kendini genç ve dinçken ölümsüz hisseder. Ama yaş ilerledikçe ve zaman azaldıkça içimizde bir ölüm korkusu oluşur. O korku birçok kez senaryolar eşliğinde zihnimize işlenir. Ve bir gün saçlarımızda oluşan beyazlara, yüzümüzde beliren çizgilere ve ellerimizde görünen lekelere bakarken buluveririz kendimizi. Bu aslında o kadar hüzünlü bir hikaye değil. Çünkü dünya üzerinde ölümsüz olan hiçbir şey yoktur. Ve güzel olan bir ömre sahip olabilmektir. Bir şey başladıysa bitecektir. Ve bu olgunlaşmadan önceki kadar zihnimizde büyüyüp, bizi yok eden bir duygu değildir. Bazıları yaşlanma belirtileri üzerine daha trajikomik bir bakış açısı geliştirir. Örneğin aldığınız son model araba artık bir antika ise, en büyük düşmanınız yer çekimi ise, modası çoktan geçtiği için attığınız kıyafetler şimdi yine moda ise, sevdiğiniz tüm filmlerin renklileri çekildiyse, oyuncaklarınız müzelerde...

Yıkıcı Değil Yapıcı Ol

Yıkıcı Değil Yapıcı Ol Hepimiz günlük hayatımızda sorunlarla karşılaşabilmekteyiz. Bu kimi zaman okul hayatımızda kimi zaman iş hayatımızda veya sosyal hayatımızda ortaya çıkmaktadır. Okulda bir arkadaşınız gelir ve size hiç beklenmedik bir anda edilmeyecek sözler eder. Sizin moraliniz alt üst olur ve o gün bitmek bilmeyebilir veya iş hayatınızda patronunuz siz çok verimli bir şekilde çalışmanıza rağmen sizi takdir etmez üstüne üstlük size çalışmalarınızı beğenmediği konusunda telkinlerde bulunabilir. Kimi zamanda en samimi olan dostunuz ile aranızdaki iletişim kopuklukları nedeniyle sorunlar yaşayabilirsiniz. Bütün durumlarda da mutlaka sorunların bir çözümü vardır. Bunu bilmeniz sizin için avantaj sağlayacaktır. Hiçbir sorun çözümsüz değildir. Eşiniz ile, patronunuz ile, arkadaşınız ile doğru iletişimlerde bulunduğunuz taktir de çözülemeyecek bir sorun, aşılamayacak bir problem yoktur. Peki doğru iletişimi nasıl sağlarız dediğinizde bu kişiye duruma göre değişme...