Ana içeriğe atla

Özgüveninizi Ayarlayın


Özgüveninizi Ayarlayın

Günümüzde maalesef başarısız insanlar çok daha fazla. Bu insanların çoğu da şöyle der: “Gerçeği söylemek gerekirse, bunun olabileceğini hiç düşünmemiştim” ve ya ”Daha işime başlamadan önce içimde kötü hisler vardı”, ya da ”işler yoluna gitmediğinde hiç şaşırmamıştım”.
“Tamam, deneyeceğim, ama olabileceğini hiç sanmıyorum” gibi sözler başarısızlığın kapısını açar.
Özgüvensizlik – kuvvettir, ama düşmanca kuvvet. Eğer zihniyet inanmıyorsa veya şüpheye kapılırsa, özgüvensizliği destekleyen her türlü argümanları ve tartışmaları beraberinde getiriyor. Çoğu başarısızlığın nedeni ise – şüphe, özgüvensizlik, bilinçaltı başarısızlık arzusu, başarılı olmak için gerçek bir istek olmaması…
Eğer kaybeden gibi düşünürseniz – kaybedersiniz.
Eğer kazanan gibi düşünürseniz – kazanırsınız.
Lider saygıya layıktır. Ondan örnek alın, onu takip edin ve hatta mümkünse ondan bilgi öğrenmeye çalışın. Ama onu sakın gözünüzde büyütmeyin. Onu geçebileceğinize güvenin. Kim eğer zihinsel olarak 2. sırayı geçmezse, o da kazanamaz.
Özgüven – bizim kişisel başarılarımızı düzenleyen bir termostat gibidir. Sıradan saplanıp kalmış insana bakın. O başarısız olacağına güveniyor ve karşılığında da çok az şey alıyor. O büyük başarılara sahip olmadığına inanıyor ve böylece başarısız oluyor. O kendisinin değersiz olduğuna inanıyor ve tüm yaptığı işlerde değersizlik lekelerini taşıyor. Zamanla, özgüvensizlikler onun davranışlarını, yürüyüşlerini, konuşma şeklini etkiliyor. Eğer o az önceki bahsettiğim termostatını değiştirmezse dalkavukluk yapmaya başlayacak ve kendisinin ve başkalarının gözünde küçülmeye başlayacak.
Ve şimdi de ilerleyen insana bakın. O daha çok şeyi hak ettiğine inanıyor ve karşılığında da çok şey kazanıyor. O karmaşık ve çok zor problemleri çözebileceğine inanıyor ve onlarla başa çıkmaktadır. Onun insanlarla ilişkisi, karakteri, düşünceleri, davranışları, özgüveni diyor ki ”Bakın, bu gerçek bir üstattır, bu etkileyici bir yüz”.
İnsan kendi düşüncelerinin ürünüdür. Kendi termostatınızda güveninizi yüksek parametrelerle ayarlayınız. Samimiyetle kendi başarınıza gerçekten güvenin. Büyük özgüven daha çok büyümesine yol açar.


Bu blogdaki popüler yayınlar

Psikolojik Danışmanlık Süreci

Psikolojik Danışmanlık Süreci Psikoterapi ile birlikte kullanılan hipnoz, süreci çok kısaltan önemli bir araçtır. Danışana hangi psikoterapi tekniğinin uygulanacağı sorunun hangi kaynaktan geldiğine bağlı olarak değişir. Kişiliğe işlemiş bir sorunda dinamik bir psikoterapi yaklaşımı benimsenirken, Bilinç düzeyinde yanlış öğrenmeler sonucu oluşan bir soruna bilişsel bir psikoterapi tekniği gerekir. Yaşanmış kötü deneyimler sonucu kişiye yerleşmiş patolojik davranışların tedavisinde ise davranışçı bir teknik daha uygun olacaktır. Yaşamın anlamsızlığı karşısında kaygı yaşayan ve sahte uğraşlarla bunu unutmaya çalışan bir birey için ise yaşamın anlamının sorgulandığı varoluşçu bir teknik uygulanır. Danışanlarımızın sorunlarını bu bütüncül perspektiften görmek sorunun her yönü ile anlaşılabilmesine imken verdiği gibi, çözümlerde de bize geniş bir perspektif sunar. Grup Trapileri Merkezimizde danışanlarımız haftada bir grup terapilerine alınır. Danışanlarımız bireysel terapiler...

Yaşlılık Belirtileri Nelerdir?

Yaşlılık Belirtileri Nelerdir? Her insanın bir ömrü olduğu gerçeği, gençlik yıllarında pek akla gelmez. İnsan kendini genç ve dinçken ölümsüz hisseder. Ama yaş ilerledikçe ve zaman azaldıkça içimizde bir ölüm korkusu oluşur. O korku birçok kez senaryolar eşliğinde zihnimize işlenir. Ve bir gün saçlarımızda oluşan beyazlara, yüzümüzde beliren çizgilere ve ellerimizde görünen lekelere bakarken buluveririz kendimizi. Bu aslında o kadar hüzünlü bir hikaye değil. Çünkü dünya üzerinde ölümsüz olan hiçbir şey yoktur. Ve güzel olan bir ömre sahip olabilmektir. Bir şey başladıysa bitecektir. Ve bu olgunlaşmadan önceki kadar zihnimizde büyüyüp, bizi yok eden bir duygu değildir. Bazıları yaşlanma belirtileri üzerine daha trajikomik bir bakış açısı geliştirir. Örneğin aldığınız son model araba artık bir antika ise, en büyük düşmanınız yer çekimi ise, modası çoktan geçtiği için attığınız kıyafetler şimdi yine moda ise, sevdiğiniz tüm filmlerin renklileri çekildiyse, oyuncaklarınız müzelerde...

Yıkıcı Değil Yapıcı Ol

Yıkıcı Değil Yapıcı Ol Hepimiz günlük hayatımızda sorunlarla karşılaşabilmekteyiz. Bu kimi zaman okul hayatımızda kimi zaman iş hayatımızda veya sosyal hayatımızda ortaya çıkmaktadır. Okulda bir arkadaşınız gelir ve size hiç beklenmedik bir anda edilmeyecek sözler eder. Sizin moraliniz alt üst olur ve o gün bitmek bilmeyebilir veya iş hayatınızda patronunuz siz çok verimli bir şekilde çalışmanıza rağmen sizi takdir etmez üstüne üstlük size çalışmalarınızı beğenmediği konusunda telkinlerde bulunabilir. Kimi zamanda en samimi olan dostunuz ile aranızdaki iletişim kopuklukları nedeniyle sorunlar yaşayabilirsiniz. Bütün durumlarda da mutlaka sorunların bir çözümü vardır. Bunu bilmeniz sizin için avantaj sağlayacaktır. Hiçbir sorun çözümsüz değildir. Eşiniz ile, patronunuz ile, arkadaşınız ile doğru iletişimlerde bulunduğunuz taktir de çözülemeyecek bir sorun, aşılamayacak bir problem yoktur. Peki doğru iletişimi nasıl sağlarız dediğinizde bu kişiye duruma göre değişme...